Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak; İTTİFAK OLABİLİR”

Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak, bir takım ziyaretler için Bursa’ya giderken dün İnegöl’e uğrayarak basın mensupları ile bir araya geldi. Kamalak’ı Saadet Partisi İlçe Başkanı Ertan Sütçü, Saadet Partili Milletvekili Aday Adayları ve partililer karşıladı.

EN ÖNEMLİ GÖREV BASININDIR

Gerçekleştirilen programda konuşan Prof. Dr. Mustafa Kamalak, “Bildiğiniz gibi önümüzde 2,5 ay sonra yapılacak olan bir seçim var. Bu seçimde herkese ama herkese büyük görevler düşmekte. Kanaatimizce en önemli görev, en ulvi görev basın mensuplarımıza düşmektedir. Çünkü basın mensuplarımızın Anayasanın teminatı altında bulunan haber iletme, toplumu aydınlatma görevi vardır” dedi.

PKK’YI BATI ÇIKARDI

Türkiye’nin geldiği nokta bakımından gerek içeride gerekse dışarıda tam anlamıyla bir dar boğaza sürüklendiğini belirten Kamalak, “Şöyle dışarıya bir bakalım. Kardeş ülkelerimize bir bakalım. Suriye’ye, Irak’a, Mısır’a, Libya’ya bakalım. Hepsi yerle bir edilmiş durumda. Bunda mevcut iktidarın vebali var. Biz D8’ler diyorduk kendi mecramızda başka taraflara yöneldik. Batıya teveccüh etti. Hâlbuki batı bizi yok etmek istiyor. Şuan PKK deniliyor. PKK’yı ortaya çıkaran, silahlandıran, donatan kim? Batı…” şeklinde konuştu.

LÜZUMSUZ BİR TARTIŞMAYLA 151 MİLYAR 200 MİLYON TL KAYBETTİK

Türkiye’de 11 milyon civarında insanın işsiz olduğunu aktaran Kamalak, “Bunun 3,5 milyonu resmen işsiz. İş bulmaktan ümidini kesmiş olanlarla. Tarımdaki gizli işsizleri hesaba kattığımızda bu 6 milyona çıkıyor. Geride de 5,5 milyon potansiyel işçimiz var. Üniversite öğrencileri… Bunlara öğrenci sıfatını vermek suretiyle işsizliklerini perdelemiş oluyoruz. Mezunumuza iş bulacak mı bunlar. Hayır. Zaten 1 milyonu mezun işsiz. Bunlardan 330 bini öğretmen ve tayin bekliyor. 110 bin okul, öğretmen bekliyor. Açık var. 80 bin öğretmenimiz ücret karşılığı ders veriyor. Ders verdiği zaman ay itibari ile ellerine geçen ücret; 600 TL civarında. Sosyal güvenceleri falan yok. Son zamanlardaki şu 1 aylık tartışmanın milletimize maliyeti 150 milyar 200 milyon TL’dir. Merkez Bankası üzerinden yürütülen faiz polemiği… Nasıl diyeceksiniz, hesap gayet basit. Türkiye’nin dolar cinsi dış borcu tam 432 milyar dolardır. Bu tartışmalar münasebeti ile doların fiyatı 35 kuruş arttı. 432 milyar çarpı 53 kuruş; 151 milyar 200 milyon. Bunu sizler ve bizler ödeyeceğiz. Dağdaki çoban ödeyecek, hepimiz ödeyeceğiz. Durup dururken lüzumsuz tartışmalar nedeni ile... Bu 151 milyar 200 milyonun ne mana ifade ettiğini söyle ifade edelim; bu yılın bütçesindeki tüm personel için ön görülen ödenek, 119 milyar lira. Lüzumsuz bir tartışmanın alıp götürdüğü, daha doğrusu omzumuza yüklediği yük ise 151 milyar 200 milyon. Yapılan hesaplamalara göre bir gencimizin orta halli bir işyeri açabilmesi için gerekli olan para, 250 bin lira. 200 milyonu 150 bine böldüğünüzde karşınıza 604 bin 800 rakamı çıkar. Bu demektir ki lüzumsuz tartışmalara girmeyip, bu tartışmaların sebep olduğu o parayı eğer akıllı bir şekilde yapılandırılırsa 604 bin 800 gencimize iş imkânı sağlayacağız” diye konuştu.

522 LİRAYLA ÖMRÜNÜ TAMAMLAYACAK

AK Saray tartışması hakkında konuşan Kamalak, “Elbette ki bu ülkeye saray da lazım, konak da lazım ama öncelik bu mu? Yapılan hesaplamalara göre tartışma konusu konağın maliyeti en az 10 milyar. Peki, gençlerimize iş için ayırsak o 10 milyarı, tam 40 bin gence iş imkânı. Geçen Pazar Karaman’da idim. Bir emeklimiz, Sosyal Güvenlik Kurumu’na yazmış olduğu dilekçeyi ilgilenmemiz için verdi. Emekli olmak için müracaat etmiş, demişler ki; ‘26 küsur bin lira ödemen lazım’. Ödedik diyor. Sonra şu kadar iş günü eksiğiniz var demişler onu da tamamlamış. Maaş bağlayacaklarını ifade etmişler, 686 lira alacaksın demişler ama aybaşında maaşımı almaya gittiğimde 522 lira vermişler. 522 lira ile günümüz şartlarında bir ailenin geçinmesi mümkün mü? Ömrünün sonuna gelmiş, bu ülkeye hizmet etmiş bir vatandaş, 522 lira ile ömrünü tamamlayacak” ifadelerini kullandı.

HİÇBİR KADIN DOYMAK İÇİN BEDENİNİ SATMAK ZORUNDA KALMAYACAK

Haykırdıklarını fakat seslerini duyuramadıklarını belirten Kamalak, “Bu ülkede yılbaşından itibaren bildiğiniz gibi asgari ücret 949 lira olarak belirlendi. Yapılan araştırmalar ve resmi verilere göre de açlık sınırı bin 450 lira. Açlık sınırının bin 450 lira olduğu bir ülkede, 949 lira ile bir ailenin geçinmesi mümkün mü? Peki, nasıl geçiniyor diyeceksiniz? Kapkaç olayları, hırsızlık hadiseleri, fuhuş boşa mı çıkıyor ortaya? Bunun açtığı bir takım yaralar var. Biz bu anlamda da diyoruz ki; inşallah Saadet iktidarında Milli Görüş hükümetinde hiçbir kadın karnını doyurmak için bedenini satmak zorunda kalmayacak” dedi.

KAPIMIZ DA GÖNLÜMÜZ DE AÇIK

Fatih Erbakan’ın Saadet Partisi’nden aday olup olmayacağının sorulması üzerine konuşan Kamalak, “Sorunun muhatabı Fatih bey olmalı. Bizim hem parti olarak, hem de gönlümüz sonuna kadar açık” şeklinde konuştu.

HEPİMİZ BU ÜLKENİN EVLATLARIYIZ

SP, MHP ve BBP ittifakının sorulması üzerine konuşan Kamalak, “Hepimiz bu ülkenin evlatlarıyız. Merhum Erbakan hocamızın, ömrünün sonuna doğru haykırdığı bir söz vardır; ‘Hepimiz bu milletin evlatlarıyız. Tarihe yön vermiş bir milletin torunlarıyız’ der. Allah rahmet eylesin. Türkiye’nin gerek iç politikasının, gerekse dış politikasının iyi gitmediğini ifade ettik. Gerçekten Türkiye’miz dış politika bakımından tam anlamıyla bir batağa saplanmış durumda. İçeride işsizlik alabildiğine, yolsuzluk alabildiğine, yasaklar alabildiğine, İç Güvenlik Paketi diye bildiğiniz bir paket görüşülüyor. Nedir bunun anlamı? Bunun anlamı şudur; sürekli sivil sıkıyönetim. Çünkü bu paketle sıkıyönetim dönemi komutanlarına verilecek yetkinin burada valilere verildiğini görüyoruz. Bu durumda ağlamanın, sızlamanın faydası yok. Türkiye’yi bu girdaptan da çıkarmalıyız diyoruz. Saadet Partisi’nin baraj problemi yoktur ama güçlü bir kadro ile girilirse bu ittifak olabilir. Bu ülke için ben üniversiteden çağrıldım. Merhum hocamız çağırdığı zaman ‘Peki’ dedim. Emekli maaşım bile yoktu, tek geçim kaynağımız maaşımızdı. Onun da üzerine çizmek suretiyle, biz bu ülke için varız. Eğer güçlü bir kadro ile ittifak halinde girmek mümkün olabilse, biz ona evet diyoruz. Yani ülkemiz için hangi yol daha sağlıklı, hangi yol daha verimli ise, o yolda yürümek kanaatimce her bir vatandaş için ulvi bir görevdir diye düşünüyorum” açıklamalarında bulundu.

HBR: Onurhan BAYRAKTAR